1628 Yılının Fiyaskosu 'Vasa'

1626-1628 yılları arasında yapılan bu devasa savaş gemisi İsveç'in Otuz Yıl Savaşı'nda en büyük silahı olacakken daha Stockholm limanından çıkamadan sulara gömülmüş. Limanda yüzlerce insan Vasa'nın ayrılışını izlemek için toplanmış, ayrıca geminin bu ilk yolculuğu bir kutlama havasında yapıldığından gemiye çok sayıda kadın ve çocuk da alınmış. 150 kişilik mürettebatı ve onların yakınlarıyla denize açılan bu geminin batışıyla yaklaşık 50 kişi ölmüş.


Gemi Stockholm limanından denize açıldıktan hemen sonra yan taraftan esen rüzgarla yan yatmış ve top kapaklarının da açık olması sebebiyle o an çok fazla su geminin içine girmiş. Gemi bir kez yalpaladıktan sonra ikinci bir kez rüzgarla karşılaşınca buna dayanamamış ve hızla sulara gömülmüş. Tabi bu esrarengiz olaydan sonra hemen soruşturmalar başlamış, geminin neden battığı konusunda araştırmalar yapılmış hatta kaptanın suçlu olduğu düşünülüp öncesinde geminin kaptanı tutuklanmış ancak işin aslının öyle olmadığı daha sonra anlaşılmış.

Geminin limandan çıkarken savruluşunu temsil eden maket
Peki Vasa neden battı ? Aslında dönemin en ünlü gemi ustalarından birine yaptırılmış olan bu gemi biraz da dönemin İsveç Kralı 2. Gustav Adolf'ün aceleciliği sebebiyle düzgün bir inşa planı oluşturulamadan yapılmış ve Vasa'ya limandan ayrılmadan önce kaldırabileceğinden çok daha fazla top yüklenmiş. Bu topların geminin dengesine olan etkisi de hesaplanmadığı için çıkan rüzgardan gemi hemen etkilenmiş.

Çan Sistemi
Vasa Stockholm limanında battıktan sonra o dönemde gemiyi kurtarma çalışmaları sonuçsuz kalmış ve sadece değerli olan bronz toplardan az miktarda çıkarılabilmiş. Bunu yapabilmek için ise en önemli sorun oksijensiz bir şekilde suyun altında saatlerce çalışılacak olmasıymış. O dönemdeki teknolojiyi düşündüğümüzde de bu yapılması zor görünüyor, bu yüzden yukarıda resmini gördüğünüz çan sistemiyle bronz toplardan birkaçı çıkarılabilmiş. 1950'li yıllara geldiğimiz zaman kendini Vasa'yı su yüzüne çıkarmaya adayan Ahsen Frahzen'in katkılarıyla çok sayıda yöntem denenerek gemi su yüzüne çıkarılmaya çalışılmış. Geminin alt kısmında tüneller kazılarak oralara çelik halatlar bağlanmış ve ancak o şekilde gemi battıktan tam 333 yıl sonra 1961'de su yüzüne çıkartılabilmiş. Ayrıca Vasa suyun altından tek parça olarak çıkarılan tek gemi olarak da tarihte yerini alıyor. Belki gemiyi görünce benzetenleriniz olacaktır, Vasa aynı zamanda Karayip Korsanları'ndaki Uçan Hollandalı gemisine de ilham kaynağı olmuş. Bir Karayip Korsanları hayranı olarak benim ilgimi çeken en önemli özelliklerden birisi de bu oldu.

Uçan Hollandalı

Vasa
300 küsür yıl suların altında kalan bu gemi nasıl oluyor da halatlarla çekilirken parçalara ayrılmıyor ? İsveç'in soğuk suyu ve tuzluluk oranı orda yaşayan bakterilerin gemiyi çürütmesini bir nebze engellemiş. Tabi böyle söylüyor olsak da gemi su yüzeyine çıkarıldıktan sonra aylarca yenileme çalışmaları devam etmiş. Çürüyen çiviler yenileriyle değiştirilmiş, yüzeye çıkarıldıktan sonra su alabilecek her türlü delik kısımlar tahtalarla kapatılmış, dezenfeksiyon çalışmaları yapılmış. Ayrıca kendi ağırlığından daha fazla suyu çekebilen tahtalardaki suyun uzaklaştırılması için yıllarca gemiye polietilen glikol püskürtülmüş. Kısacası gemiyi su yüzüne çıkartmanın dışında bir o kadar da gemiyi normal haline getirmek için uğraşılmış. Vasa günümüzde battığı yerin çok yakınındaki bir yerde Stockholm'de Vasa Müzesi'nde sergilenmektedir.







Next PostSonraki Kayıt Previous PostÖnceki Kayıt Ana Sayfa

0 yorum:

Yorum Gönder